Saturday, May 23, 2009

30 lara geldik!

Hoy es el cumple 30!
Today I became 30!
Ich bin 30 jahre alt , ja jaa!


All day celebration, first in New York and then later at night in New Haven. Then I will listen New Age at home, he he...

See you later, alligator
Fins dema,
Hasta luego,
Tschus! Auf wiedersehn!

Tuesday, May 19, 2009

dertli gonullere giren iki sarki da benden...

Bugun iki sarki dinledim... Soyle eskilerden, hem mutlu edecek, hem ritm olsun hem sosyolojik icerik olsun dedim. Gaza getirsin, ayaga kalkayim dedim... Sonra da Mayis ayinin gec gelen bahar gunune uysun disarda cicekler acsin, basina kuslar konsun, icinde supermarket olsun dedim... Sonra da ben kalender mesrebim aslinda dedim... Ucuz bisi olsun dedim. Youtube'un tunellerinden PULP'i buldum cikardim.

Ilk once "Like a Friend" i dinledim. Ardindan da ayni grubun meshuur dondurmacisi "Common People"'i dinledim. Her ikisi de beni gaza getirdi, ayaga kaldirdi, mutlu etti, ritm verdi sosyolojik icerikleri uzerine dusundurdu...vs. oturttu bana bu satirlari yazdirdi... Ben de dertli gonullere giren arkadasiminkine benzer muzik icerikli bir posta koyayim dedim...

Ne yazik ki tembel ruhum gidip resim yukle, kaset koy bloguna girince otsun, calmaya baslasin gibi aksiyonlara useniyor... Tasarim icin baska kapiya diyoruz... Amma, amme hizmeti olsun diye sozleri dokuyorum onunuze... (Dokmeseydin icerdik degil mi?) Hadi bir de link koyayim kafasina...Youtube tunellerine girebilen girsin, giremeyen de Tandogan'da eylem yapsin isterse :)


"Like a Friend"-PULP

Don't bother saying you're sorry
Why don't you come in
Smoke all my cigarettes again
Every time I get no further
How long has it been?
Come on in now, wipe your feet on my dreams
You take up my time
Like some cheap magazine
When I could have been learning something
Oh well, you know what I mean, oh
I've done this before
And I will do it again

Come on and kill me baby
While you smile like a friend
Oh and I'll come running
Just to do it again
You are the last drink I never should have drunk

You are the body hidden in the trunk
You are the habit I can't seem to kick
You are my secrets on the front page every week
You are the car I never should have bought
You are the dream I never should have caught
You are the cut that makes me hide my face
You are the party that makes me feel my age

Like a car crash I can see but I just can't avoid
Like a plane I've been told I never should board
Like a film that's so bad but I've got to stay till the end
Let me tell you now: it's lucky for you that we're friends.


" COMMON PEOPLE" -PULP

She came from Greece she had a thirst for knowledge
She studied sculpture at Saint Martin's College, that's where I caught her eye.
She told me that her Dad was loaded
I said in that case I'll have a rum and coke-cola.
She said fine and in thirty seconds time she said, I want to live like common people
I want to do whatever common people do, I want to sleep with common people
I want to sleep with common people like you.
Well what else could I do - I said I'll see what I can do.
I took her to a supermarket
I don't know why but I had to start it somewhere, so it started there.
I said pretend you've got no money, she just laughed and said oh you're so funny.
I said yeah? Well I can't see anyone else smiling in here.
Are you sure you want to live like common people
You want to see whatever common people see
You want to sleep with common people,
you want to sleep with common people like me.
But she didn't understand, she just smiled and held my hand.
Rent a flat above a shop, cut your hair and get a job.
Smoke some fags and play some pool, pretend you never went to school.
But still you'll never get it right
'cos when you're laid in bed at night watching roaches climb the wall
If you call your Dad he could stop it all.
You'll never live like common people
You'll never do what common people do
You'll never fail like common people
You'll never watch your life slide out of view, and dance and drink and screw
Because there's nothing else to do.
Sing along with the common people, sing along and it might just get you thru'
Laugh along with the common people
Laugh along even though they're laughing at you and the stupid things that you do.
Because you think that poor is cool.
I want to live with common people, I want to live with common people [etc..]



*** NOT: Bu sarkidan cikarttigimiz ders: "Yunanistan'dan gelip baba parasiynan bize artistik yapma" mi oldu simdi?

Thursday, May 14, 2009

I believe in Science!


They should have taken the sample from UPF's cafeteria...

Sunday, May 3, 2009

SURADAN BURADAN

Assagidaki yaziyi bu gordugunuz tarihte yazip "draft" olarak koymusum buraya. Oyle icime sinmeyenleri draftlayip arsivliyorum. Ben de bir draft enflasyonu var bu yuzden. Mesela bu hafta ozgecmisimi guncelledim soylemesi ayip. 10 tane makale "draft" seklinde bekler bir tanesi yayinlanmamis henuz. Bunun da psikoanalizine deginecegim bir gun.

Bari blogumdaki draftlari yayinlayayim icim rahatlasin dedim: Publish or Perish!

---------------------

1) Ermeni sorunu, Tarihle barismak...

Bu konu konusuluyor orada burada Turkiye'de, ozellikle su haftalarda...

Ben de iki cent'lik katkida bulunmak istiyorum burada: Bu Amerikan psikolojisi. Turkiye'de yasayan herkes az cok dizi ve filmlerden bilir bunu. Amerikalilara gore bugunku tuhaf tavirlarimizin butun sebebi kucukken basimizdan gecen travmalardir. Buna gordugum, tanidigim cogu Amerika'li (Birlesik Devletlerinde buyumus insanlar) degisen dereceyle inanir bir sekilde. Inanmayanlar da bu muamelenin ta kendisine maruz kalir: "Sen inanmiyorsun cunku kucukken senin inancini sarsmislar, herseye guvensiz hale getirmisler". Yine soylemesi ayip, ben herseyin boyle olduguna inanan bir kiz arkadasa da sahip oldum (oyle degil, kiz arkadasim "oldu" anlaminda sahip olmak!). Ben bir yemegi sevmiyorum, hoop cocukluguma donuyoruz. Bir suru cocukluk hikayesi de uydurmak zorunda kalabiliyor insan. Aksama su yemegi yemesek. Sevmiyorum. Neden sevmiyorsun? Cocuklugumda bana zorla yedirmislerdi.. Kimler? Iyi saatte olsunlar.... Her neyse bu dusunceye gonulden bagli ve bu sekilde sorgulayan arkadaslara da sahip oldum (tekrar etmiyorum)... Ama tanidigim Hintli, Cinli veya Ispanyol boyle demez nedense. Cin'de dogan biri zaten bir alay cocukluk travmasina sahiptir. Hemen bir ornek geldi aklima. LOST dizisi. Dizinin tamami bunun ustune kurulmus neredeyse. Kac yuz defa "flashback"lerle geriye donup Jack'in cocuklugunu, Sawyer'in sevgilisinin cocuklugunu... gorup durduk... Her attiklari adimin arkasinda bir cocukluk travmasi var dizisi oldu. O halde cocuklar cevirsin diziyi madem. 23 Nisan da yaklasiyor. Ne olacak bakalim.

Simdi konuya donelim. Bence Ermeni diyasporasina bu acidan bakmak lazim. Acaip hafiza travma merakli bir toplumda buyuyen Ermeni diyasporasinin iyice Amerikali olmus bilmem kacinci kusagi... Hep beraber "COLD Case" dizisi tadinda takiliyorlar... Hafife almak istemem meseleyi... Kimsenin acisina derdine duyarsiz olmak da istemem... Ama isin bu toplum-psikilojisi durumu var ki anlamak zor geliyor... Dizilerin de en sevdigimiz dakikalari o flashbackler degil bence. Peki cocukluk travmalari onemsiz mi? Onemli belki de, ben ortaokul ve lisedeki aliskanliklar, kaygilar, dertlerin bir cogunu bugunlere surukledigimi tahmin ediyorum. Barisamadigim seyler var... Amaaan hatirlamiyorum bile dedigim kaygim daha cok. Biz unutmak ve unutturmak isteriz... Ben de isterim. Unutur ferahlariz... iyiyi hatirlariz...

Bu konuda bu kadar dusundum simdilik...

Yeni Filmler : Bu hafta yine uc film birden oldu.
Numero 1) State in Play : Ben Affleck ve Rachel Mc Adams. Son 15 dakikaya gerek yoktu bence. Bir filmde 20 adet twist olmasin kabak tadi veriyor. Kotu adam bu muydu, su muydu, acaba bunun icin mi yapti diye, her gizem ve surpriz de sasirarak ilerliyorsaniz bir filmde bir yerde durmayi bilmek gerek... Alisiyorsunuz. Sonunda bir yerde cok kabak gibi cozuluveriyor. Yahu bu kadar donduk dolastik, onca seyi anlayamadik surprizlere sasirdik.Boyle mi olacakti sonu cok salakmis deyip cikiyorsunuz... Spoilerr! Neyse eglendim yarim kilo da tereyagli patlamis misir yedim diyerek de cikabiliyorsunuz.

2) The Wind Blows Round (Il Vento Fa il Suo Giro):
Simdi soylesen hayir derler.. Siz Katalanlar da biraz boylesiniz ozellikle koylerde... Benim Pirene daglarina, yuzlerce (abartmiyorum, her sokagini tasini ezberledigim) defa gitttigim Alforja Koyune, 10 gun kaldigim Bask bolgesinde Vall de Ajos' a goturdu ve geri getirdi bu film. Tek bir farkla: filmdeki kimseye sempati duyamadim, empati kuramadim, patik giymedim. Bu kadar guzel manzaralar ancak bu kadar daraltabilir insani...Neymis? Dag tas degilmis onemli olan insan insan olsun. Film boyunca Yakup Kadri'nin Yaban romanini da dusunmedim degil. Bu arada hayatimda ilk defa Occitanca (Romanisch) dilinde bir film izledim ve yuzde 70 anladim. Neyse tam rakam vermeyeyim ama cogunu anladim. Simdi dunyada bir kac bin kisi kalmis Occitanca konusan. Yok olacak dillerden biri. Ben konusmuyorum sadece biraz anliyorum... Ben bu bir kac bin kisiye de eger bu filmdeki gibilerse gercekten temiz bir dayak atma taraftariyim...Zor degil.

Desem ki Katalan koyleri de bir parca boyle.. yabanciysaniz dusmanlari olursunuz kisa surede diye... Alinirlar... Yok yok ama bir parca boyleler... hatta kisa sacli koylu kadinindan her koyde var bir tane...

Bu gun yazdiklarim acaip millet ve milliyetlerden acaip bir dille bahsetmis. Surc-i lisan ettiysek affola... olacak o kadar, bir manzara koyayim o zaman buraya...

Son olarak:
Genc aktorleri atrisleri tanimiyorum. Orta okulda da ust siniflari biliriz sonra gelenleri bilmez ogrenmeyiz. Oyle alakamiz olan uc bes kisiyi daha sonraki yillarda ogreniriz. Bizim zamanimizda Julia Roberts, Nicole Kidman, Bravehart, Kevin Costner vardi .... hepsi yaslandi mi? yasli mi bunlar? bak bak endama bak Julia Roberts'deki... kimse de yok... Lindsay Lahana da kimmis...

Haydi iyi geceler sizlere...